Günümüzde hem bu sektörde ciddi paraların dönmesi hem de tesbihe artan ilgi ve gelişen teknoloji ile birlikte öğrenmenin daha kolay hale gelmesiyle pek çok kişi amatör ya da profesyonel olarak tesbih yapıyor ve bu işten para kazanıyor. Elbette bir dolu usta var artık ama ben kendi sevdiğim bir iki ustanın ismini burada anmak istedim.

Tesbih piyasasında ustaların işçilik ücretleri bilinse de sosyal medyada bu ustaları takip ederken onların beğendiğiniz tesbihleri ile ilgili fiyat sorduğunuzda sürekli bir ‘‘özelde görüşelim’’ adeti var ki ben gerçekten bu olaya çok kızıyorum. Hayır bazısı da gerçekten tanıdığım, güvendiğim ustalar, hani öyle adamına göre fiyat verecek insanlar değiller ama adet olmuş artık bu. Yani özel bir sipariş olsa bu tavrı anlarım ama görselin fiyatını soruyor adam. Her neyse, özetle mademki şartlar bu o zaman bu ustalara mesaj atıp da ‘‘Ücretiniz nedir?’’ sorusunu sormaktan çekinmeyin derim. tesbihi bence mezattan(ciddi tepki gelecek şimdi ama) almak yerine direkt ustasından alın derim ben.

Sevdiğim Tesbih Ustaları

Hüseyin Çelik: Yaşayan en kıymetli ustalardan olan Hüseyin Çelik’in bir tesbihine sahip olmak benim için bir hayal. Klasik formdaki bol halkalı imamesi, zarif hitame ve çivisiyle ve makineden çıkmış gibi nizami habbe ölçüleriyle Hüseyin Çelik yaşayan ustalar arasında zirvede yer alanlardan biri.

Cem Aral: Tıpkı Hüseyin Usta gibi her zaman klasik formda imame kullanan, tesbihte klasik akımın temsilcilerinden bir usta. Ağaç grubunda tesbihler yapıyor, ağaç grubunu çok seviyor ve gördüğüm işlerinin hemen hemen tamamı da ağaç grubu ürünleri zaten. Eline bir tesbihini almadım ama habbe kesiminde, nizamında çok başarılı olduğu söylenir, beyzi kesim genelde işleri.

Mustafa Cezmi Yağmur: Eskişehirli ustamız imameyi karelere bölüm de geometrik süsleme çalışmalarıyla ve kendine has lale motifi süslemesi ve ekolünü yaratmış durumda adeta. Yakında elime bir tesbihi gelecek kendisinin umarım. Pek bulunmayan bir ağaç çalışacak benim için. Son zamanlarda mamut dişi işlerini sık paylaşıyor, açıkçası lale motifli imamesi de çok yakışıyor mamuta.

Gökhan Akdoğan: Kayserili ustamız Arap usulü tesbihleriyle ön planda. Kalın kamçı, halkalı, gövdeli, kısa form imameler… Ben kukalarını çok beğenmiş bu sebeple kendisinden 12*9 fıçı(yumurta diyen de var) kesimi havşalı bir kuka sipariş etmiştim kendisine. tesbihi çok beğendim. Fiyatına zam yapmazsa kendisiyle daha çalışacağız gibi. Favori ustam kendisi olabilir çünkü işçiliği gayet iyi ve fiyatı da uygun, benim için en azından. Gerçekten de elde adeta kayan yapısı, çıtır çıtır sesiyle kuka tesbihi favori tesbihim oldu. O geldiğinden beri diğer tesbihleri elime almıyorum neredeyse. Hani Cezmi Usta’ya parayı gömmemiş olsam şu an kesinlikle bir tesbih daha istemiştim kendisinden.

Murat Öztoprak: Elime bir tesbihini almamış olsam da bu tabirimi mazur görün ama deli işi imameleriyle dikkatimi çekiyor. Salkım salkım işlediği imameleri klasik formun çok dışında ama çok dikkat çekici benim için. Kuka çalışıyor o da.

Bu noktada şunu da belirteyim; ustaların hepsi pahalı. Bir arkadaşım bana şunu demişti; abi bir tesbih o kadar para eder mi? Bence etmez ama bence dolma kalem de, yağlı boya tablo da, pul da o paraları etmez. Ama koleksiyonluk böyle bir şey işte. Ayrıca bu ustaların hepsi Arap dünyasında tesbih yapan ustalar. tesbih Osmanlı’dan beri bir gelenek olduğundan en iyi ustalar bizde. Arap dünyasında ise tesbih bir aksesuar, bir mücevher. Haliyle o adamlar en iyi olduğu için Türk ustalarını tercih ediyorlar. E oraya dolarla tesbih yapan adam da senden o doların karşılığı olan Türk lirasını istiyor. Yani mesele dönüp dolaşıp ne yazık ki yine bizim ülkenin fakirliğine, para birimimizin değersizliğine çıkıyor. Orada 250 dolara tesbih satabilen adam da gelip sana 500 liradan tesbih yapmıyor, 2000 tl diyor. Zaten sen o tesbihi 2000 tl’ye değil de 500 tl’ye alsan, 2000 tl’ye ertesi gün sen satarsın. Çünkü alıcısı var. Burada yoksa Arap dünyasında var. Zira tekrar teşkil edecek olsa da senin 2000 birim paran, o Arap dünyasının 250 birim parasına tekabül ediyor.